– Allah didi ki, komşunun 9 yaşında bebesine kayabilirsin didi…
– Sağa mı didi bunu?
– Heee
– Kim vardı yanında?
– Hiiiiç. dağda mağarada didi.
(bir süre sonra)
– Allah didi ki, insanın evlatlığı zinhar evlat sayılmaz didi.
– Alla alla?
– Walla bak. Sonra peygamber didi, evlatlığının karısının götünü didi, misal banyo alırken pencereden tesadüfen görse didi… Öyle ront çekerken falan değil yani, tamamen tesadüfen görse de beğense didi, evlatlığını da karıdan boşanmaya zorlayabilirse, o karıya da her türlü gider didi…
– Allah didi?
– Heee
– Nerde didi?
– E işte her zamanki mağarada didi
– Kanıt?
– E işte kutsal kitapta yazıyor: yani henüz yazmıyor. Benim okuma yazmam yok, henüz yazamadık, yayınevi bulup bastıramadık ama hepsi ezberimde. Peygambere de güven yani bi zahmet. Bak ne diyor: “biz peygambere onu da helal kıldık. bunu da helal kıldık. şunu da helal kıldık. yürrü bea. hepsini helal kıldık. ana bir bacı iki gerisine salla siki dedik”.
– E bu dün yazmıyordu kutsal kitapta
– İşte bu dün indi. akşam baskısı
– Peki bunu sen götünden uydurmuş olabilir misin?,
– Allah var ya, senin için münkir didi, münafık didi. katli vacip didi. al bunu al al al didi…
Ve olaylar gelişir…