Alıcınızın Ayarlarıyla Oynamayın


Rakı kasedim vardı benim eskiden. Bülent Ersoy’un Diva olmadan önce, yani böyle bir dudağı yerde bir dudağı gökte, kazulet gibi, gulyabani gibi ürkünç ve korkunç bir şey olmadan önce çıkarttığı son albümlerden biriydi. Her rakı sofrasında banko dinlediğim… Yamulmuyorsam yasaklı olduğu 80’lerden kalmaydı. Belki daha eski. “Dargın Ayrılmayalım” vardı içinde, “O Ağacın Altı” vardı, “Yalan” vardı, “Gitmek mi Zor Kalmak mı Zor”, “Madem Küstün, Dargındın” vardı… Damar bir kasetti yani. Sonra ben mi kaybettim, yoksa ibnenin biri arakladı mı ne oldu bilmiyorum, sırra kadem bastı kaset. Yurt dışında bulamadım da o kasedi ikame edecek bir albüm. Öyle kaldı. Rakı içerkene ossuruk şeyler dinleyeyazdım on yıllarca.

Ahanda bugün Ata Demirer kardeşim, mizahına ayrı icrasına ayrı hasta olduğum, Avrupa Yakası’ndan beri doya doya seyredemeyip üzüldüğüm müthiş adam böyle müthiş bir albüm çıkartmış ki tam rakılık. Gel gör ki biz “içmeme” sözü verdik, ağzımıza alkol, delikanlılığa bok süremiyoruz. Ama albüm de bir güzel… Canım da bir rakı çekti… Hani neredeyse, biri beni terk etse de kendimi rakıya vursam diye hayıflanacağım.

Yani demem o ki Rakısı geldi ama alkolü bıraktığından içemiyor, yazası var ama kafa ayık yazamıyor OrtaParmak. Arızaya bağlayan canlı yayın gibi araya klip koydu, bugünü de böyle geçiştirdi OrtaParmak. Yarın ola, hayrola. Ol vakte kadar alıcınızın ayarlarıyla oynamayın, adamı hasta etmeyin.