Skip to content

Kriz mi Keriz mi?

Ukrayna televizyonunda hemen her reklam kriz temalı. Krizle dost otomobil diye Kia reklamı yapıyorlar. Yok daha az yakıyormuş, yok bakım maliyetleri düşükmüş… Sonra da Audi teknolojisi diye bitiriyorlar reklamı. Bir kere Audi teknolojisi değil. Audi teknolojisi olsa, markası da Audi olur. Markası Audi değilse, Audi’den bir eksiği mutlaka vardır. Muhtemelen de o eksiği, teknolojisidir… Keriziz ya, krize kanıp alırız kesin.Read More »Kriz mi Keriz mi?

KDV’yi Yedi Ben

Tarih 15 Mayıs 2009, Mekan Kiev.

Hava soğuk. Dün 22 dereceydi kısa kolluyla yanıyordum. Bugün uzun kolluyla donuyorum. Tek ısınmam kıçı kırık bir klima, onun da kendine hayrı yok. Laptop’ım bile daha çok ısıtıyor. Sigarayı bıraktığım günlerde sigara dumanına tahammül edememe gibi bir alışkanlık geliştirdim. Kapalı ortamlarda sigara içemediğim için saat başı camı açıyorum, beş santigrat derece karasal iklim doluyor içeri. Klimanın üflediği 30 santigrat derece hava. Eti budu kaç btu ki ortamı ısıtsın. Kiev’de uzun süre yaşayacaksam daha “doğal” ısınma kaynakları bulmam şart. Ateşli iki hatun bulunmalı mesela.Read More »KDV’yi Yedi Ben

Ukranya Uçağı Nerden Kalkıyor?

Dün gece bagajımı toplamaya başlamıştım zaten. Sonra Kaan arayınca yarım bırakıp dışarı çıkmış, geç dönmüş, vurup kafayı yatmıştım. Sabah 6 gibi uyandım, bagajımı tamamladım. Aslında yıkanacak bulaşıklarım vardı ama vakit yoktu. Öylece bıraktım, dönünce kokmuşlarıyla uğraşacağım mecburen. Yediye on kala çıktım evden. Bagajı ara yollardan caddeye kadar sürüklemek zorunda kalmayayım diye dün Üsküdar’dan bir taksiyle anlaşmıştım. Adam saatinde geldi, Üsküdar iskelesinden birer çay aldık, havaalanı yoluna koyulduk. Yedi buçuk gibi havaalanındaydım. Bagajımı yüklenip giriş kuyruğuna katıldım. Üzerimdeki metallerden arınıp detektörden geçtim. Detektör bipini çıkarmadı. Tanırlar beni buralarda…Read More »Ukranya Uçağı Nerden Kalkıyor?

İfrat ile Tefrit

Ne ki la o? Di mi?

İfrat ile Tefrit, öyle “yecüc ile mecüc”, “Leyla ile Mecnun”, “Kerem ile Aslı”, “Aslıyla Sureti” falan gibi bir çift alengirli ad ya da alengirli bir çift adı değil. İfrat ile tefrit “çok fazla” ve “çok az” demekmiş. Kısacası her şeyin bokunu çıkaran tiplere “ifrat ile tefrit arasında gidip geliyor” denilirmiş. Faraza bi gün parayı saçıyorsun, Bahamalar’a kadar uçak, Bahamalar’da otel + plaj kapatıyorsun, Paris Hilton’u oryantal oynatıp General Motors hissesi basıyorsun. Devrisi gün tasarruf olsun diye bokuna yumurta kırıp yiyorsun. İşte öyle bir ruh hali. Bipolarlar’da olurmuş. Bir de “borderline kişilik bozukluğu” olan kişilerde olurmuş. Borderline kişilik bozukluğunu “sınırda kişilik bozukluğu” diye Türkçeye çevirmişler, sonra yeterince afili bulmayıp ilk kelimesini İngilizce bırakmaya karar vermişler. Literatürde “borderline kişilik bozukluğu” olarak geçiyor.Read More »İfrat ile Tefrit

Ne Yazayım Lan Bloga?

Ne yazayım lan bloga? Bu aralar bunu her gün en az bir kere düşünüyorum. Eskiden neredeyse her gün çatır çatır döktürürdüm… Ortaya çıkan yazıları da beğenirdim üstelik. Bu aralar, “bişiler yazmalı” diye düşünmeme, kendimi zorlamama, gazetelerde üzerinde ahkam kesecek konular arayıp araştırmama rağmen pek bir şey yazamıyorum. Zaten yazdıklarım da beni tatmin etmiyor. Bir önceki yazımı heç beğenmedim mesela. Faşik miyim lan ben ki “Türksen Öğün Değilsen İtaat Et” falan demişim?*Read More »Ne Yazayım Lan Bloga?

Türksen Öğün, Değilsen İtaat Et

Selamın Aleyküm… Selam dediğinin normalde insanın içini ısıtması gerekir. Karşındakiyle iletişimin ilk adımıdır ya selam; gönül fethedici bir tarafının olması zorunludur. Hoşa gitmelidir. Buzları kırmalıdır. Yakınlaştırmalıdır. Ama bu “selamın aleyküm” lafı, bu Arapça laf, hele de benim üzerimde hiç de o etkiyi yapmıyor. Bir misyoner selamıdır selamın aleyküm…Read More »Türksen Öğün, Değilsen İtaat Et